Ağzına bakıyorum. Dudaklarının birbirine değdiği çizgiye, dikkatlice. Ağzını her açtığında çiçekler dökülüyor yere, gülümsüyorsun. Ayakların çıplak. Sesin ayakların gibi çıplak. Sen neyi ne zaman söyleceğini bilmekten öte, söyleyeceğini söylediğinde doğru zamanı yaratıyorsun. Yarattığın zamanda salınıp duruyoruz. İçimizde hem iyiler, hem kötüler savaşmayı bırakıp sadece salınırken,
tanrıdan bozma değil tanrıdan doğma olduğumuzu biliyorsun.
İçin uçuyor, tutmaya gerek duymuyorsun. İçin eteklerinden uçup gidiyor.
Içimizde hem ölüler hem diriler var.
özlediğimden değil,
biliyorsun.
Yine gel…
2 Ağustos 2010 Pazartesi
6 Şubat 2010 Cumartesi
'Düş'mek
Cesaret, atlamaktan korktuğun buz gibi suda kendini bulmadan bir önceki an.
Düşmek ile düşlemek arasındaki dikkat çekmeyen çizgi.
Cesaret kapıyı arkandan çekebilmek,
yavaşça.
Düşmek ile düşlemek arasındaki dikkat çekmeyen çizgi.
Cesaret kapıyı arkandan çekebilmek,
yavaşça.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)