6 Mayıs 2008 Salı

Rüya Bildirgesi

Bir rüyaya aşık olmak, bir kabusa başkaldırmaktır. Her ne kadar rüya da olsa aşık olunan, zırhlarınızdan cıkarıverir sizi. Demirden yapılmıs o zırh, her daim yeşil bir defne yapragının rüzgarda yere düşmeden süzülmesi gibi süzülüverir üzerinizden. Sizi kabuklarınızdan soyar, cırılcıplak bırakır sevisebilsin diye sizinle. Ve sevebilesiniz diye bu hayatı. Cünkü bilir ki, insan ancak cıplak kaldıgında tam olarak degebilir aşka. Ve ancak o zaman meydan okuyabilir kabuslarına. Soğuğun yırtıcı dişleri değmezse eger derinizin incesine, savasacak gücü bulamazsınız yeldegirmenlerinizle. Bir rüyanın aşkı, sizi tam da getirip buraya koyar işte. Yeldegirmenlerinin önüne. O büyük kocaman kollar sizi icine almaya calışırken, cok korkarsınız. Gördügünüz kendi korkaklıgınızdır. Ağlamak isteyip de sustuğunuz zamanlardır. Bir rüyaya aşık oldugunu bilmenin korkusu ve cesaretidir o an. Ve tek zırhınız gururunuzdur. Öyle kibirli bir gurur degil, sadece hissedebildiginiz icin, insan olmanın o dayanılmaz iyiligini duyumsayabildiginiz ve sevebildiginiz icin yalansız, ve sevilebilecek kadar oldugunuz icin, katıksız. Olmaktan gurur duydugunuz şeyi olabildiginiz icin sadece. Bir an aglayabildiginiz ve tek damla gözyaşının gidecegi yeri bilerek, rahatca ucabildiginiz icin. Görülmeyeni görünebilir kıldığınız ve bunu hayatınızda hic olmazsa bir kere tadabildiginiz icindir o gurur. Alışveriş gibi sevişmediginiz, onun tenindeki her hücreyi hatırlayacak olmanızdan dolayıdır bu cesaret. Belki de hic bir zaman sizin olamayacak bir kadına “eş”im dediginiz icindir bu meydan okuma.

Bir rüyanın icine hapsolmak, bir kabustan kurtulmaktır. Tek yapacagınız gözlerinizi kapayıp uyumaktır...


sekiz ocak ikibinsekiz

Hiç yorum yok: