neden…?
En zor soru. Cevabını almak icin soruluyorsa sonu hep acıklı. Neden olana "neden?" diye sorulmaz. Söylemez ki… Sözleri ilk o kaybeder. Dilini bilmediginiz bir şehirden gelen bir yabancı gibi durur gözlerinizin icinde. Ulaşmaya calısmak icin sorulan başı sonu aynı bu soru ona çarpar, havada uçar ve avuçlarınıza geri düser. Kalpsiz oldugu icin değildir üstelik bu suskunluğu, sadece nedenini bilemez. Neden oldugu geceye yıldız olamaz bir türlü. İstemediginden degil, parlamadıgından, belki de parlamaya cesareti olmadıgından. Kapkara bir gecede bavulunu toplar, cıkar gider. Bavulu da pek hafiftir, bıraktıklarının yanında. En agır yükü ayrılıgının acısı oldugundan onu da size bırakır. Sakıncalı bir seyyah yanına sadece kendini alır. Belki bir tane de fotograf. Hosçakal bile demeden, aşk onu hic farketmeden gidiverir. Gitmeden, sorulan neden, o en sevdiginiz giderken, dudaklarınızdan cıkıverir. İlk harften son harfe dogru kosar bir ümit.
Belki bilirsem…belki bilirse…
Ya dönmezse?
dönmeyecek…
bırak.. kanasın…
9 Nisan 2008 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
gitsin... giden gitsin ki gelen de olsun hayatta... sular aksın ki temizlensin yaşam... kanasın ki tazelensin beden... sağlıklıdır akıp giden fotoğraflardan
Yorum Gönder