9 Nisan 2008 Çarşamba

Zorlanıyorum Sensiz

Zorlanıyorum sensiz…

Meşakkatli bir sey yasamak, yüzmek gibi. Ilk nefesini verdiginde hayatına, tıpkı yüzmek gibi, biliyorsun yasamayı. Ama uzun bir yolculuk hayat, ve zor. Elini uzattıgın zaman hemen buldugum, avucuna aldıgın zaman korktugum bir sey.

İnsan her nefes alışında kac tane hücresini öldürüyor bir bilsen. Böyle bakınca, yasamak icin her nefeste kendini öldürüyorsun, ve aslında ölmek icin yasıyorsun.

Ne bitmez dansmış bu!

Giymişim kıpkırmızı bir elbise, saclarım topuz, azami boy haddini aşan topuklu ayakkabılarım hic rahat degil. Ama uzatmıssın elini bir kere, davetini geri ceviremem. Belli ki bir güzel sevecegiz birbirimizi, kırmızı rujum iz bırakacak icinde bir yerlerde. Cok güzelsin bu gece, simsiyah giysinle cok şıksın, cok da kibirli. Aşk gibi. Ilk notaları duyuldu müzigin, kulaklarım ugulduyor. Elin sıcacık elime, ellerin kocaman. Daha avucunda kaybettim yolumu, kalbine kadar dayanır mıyım bilmem. En iyisi bırakmak kendini bu 3 zamanlı ritme. 1 2 3… dur… biraz nefes. Bana kimse öyle bakmadı, gözlerin karanlık. Dudagındaki o kıvrım hep var mıydı? Bu dansın yolu ne zaman akrobasiye saptı? Ama sag elin ensemde, saclarım mutlu, ben mutluyum, biraz daha kalsak böyle? Hic ölmeyecegim ben.
Şimdi degil…


Ben ne yaptım biliyor musun?

Bir damla suda bir okyanus dogurdum, yüzerim sandım,
Boguldum….

Hiç yorum yok: